Albert Einstein’ın, Mustafa Kemal Atatürk’e Yazdığı Mektup


1930 yıllarında Berlin Üniversitesi’nde çalışan Einstein, Nazilerin baskısına dayanamayarak Paris’e taşınır. Almanya’da yaşayan Yahudi profesörler sığınmak için ülke arıyorlardı.

İşte bu sebepten dolayı, altında Albert Einstein imzalı 17 Eylül 1933 tarihli bir mektup Atatürk’e gönderilmek üzere T.C Başbakanlığı’na gönderildi.

Mektubun İçeriği Şöyleydi:

“OSE Dünya Birliği’nin şeref başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesör ve doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler.

Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir.

Bu bilim insanları, bir yıl müddetle, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler. Bu başvuruya destek vermek maksadıyla, hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etme cüretini buluyorum.”

Ekselanslarının sadık hizmetkârı olmaktan şeref duyan, 

Prof. Albert Einstein

Mektubu İsmet İnönü okur, mektubu Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip’e yollar ve sonuç olumsuz olur.

Einstein’a Gönderilen Cevap Mektubu:

“İktidardaki hükümetin politikası gereği Almanya’da bilimsel ve tıbbi çalışmalarını yerine getiremeyen 40 profesör ve doktorun Türkiye’ye kabulünü dileyen mektubunuzu aldım. Bu beylerin hükümetimiz kuruluşlarında bir yıl ücretsiz çalışmayı kabul ettiklerini gördüm. Teklifiniz çok çekici olmasına rağmen ülkemiz kanun ve nizamları gereği size olumlu cevap verme imkânı göremiyorum. Saygıdeğer profesör, bildiğiniz gibi şu anda 40’tan fazla profesör ve doktor istihdam etmiş durumdayız. Çoğu benzer nitelik ve kapasitede olan bu şahıslar da aynı politik şartlar altındadırlar. Bu profesör ve doktorlar burada geçerli kanun ve şartlar altında çalışmayı kabul etmişlerdir. Şimdiki halde, çeşitli kültür, dil ve kökenlerden gelmiş üyelerle çok hassas bir oluşum geliştirmeye çalışıyoruz. O nedenle içinde bulunduğumuz şartlar gereği daha fazla personel istihdam etmemizin mümkün olmadığını üzülerek bildiririm.”

Saygıdeğer profesör,

Arzunuzu yerine getirememenin üzüntüsünü ifade eder, en iyi duygularıma inanmanızı rica ederim.

40 Değil, 190’ı Geldi

Talebin red edilmesine rağmen Türkiye’ye 190 bilim insanı geldi. Bunun önünü açan kişi de Mustafa Kemal Atatürk’tü.. Gelen bilim insanlarının şerefine yemek tertip ettiren Atatürk, hepsiyle görüşüp “hoş geldiniz” dedi.

KAYNAK: Binbir Kitap

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.